ETKİNLİKLER
ALAÇAM
14.01.2015 09:44
Yakakent’ten yola çıkıp, Samsun Sinop Karayolu’nda, doğu istikametine doğru yol aldığınızda şirin bir sahil kasabası olan Alaçam’a varıyorsunuz. İlçenin Samsun’a uzaklığı 78 km Yaklaşık 30.000 kişinin yaşadığı Alaçam nüfusunun 19.314’ü köylerde yoğunlaşmış. Yazları serin, kışları ılık ve soğuk; burada da tipik Karadeniz iklimi hüküm sürüyor. Temmuz ayında ortalama sıcaklık 35 derece iken, Ocak aylarında -5 civarında.
İlçe merkezi
Karayolundan sola sapıp yukarıya doğru çıkılıyor. 2-3 katlı, altı dükkan olan binaların önünden ilerliyoruz. Yol kendiliğinden hafif sola kıvrılıyor. Alaçam’ın merkezindeki Anadolu Beyler Beyi Sadi Bey Camisi’nin dış cephesi mozaik ile kaplanmış. Bu nedenle tarihi eser olduğu dışarıdan bakıldığında anlaşılmıyor ne yazık ki. Camiyi geçtikten sonra sağdaki alan geleneksel ilçe alanı özelliğini taşıyor. Alanın güney ucunda bir Atatürk Heykeli yer alıyor. Bu alan aynı zamanda il ve ilçelere hizmet veren bir garaj. Batı tarafında ise 2 katlı binaların altındaki dükkanlarda alışveriş canlılığı yaşanıyor.
Geçim kaynakları:
Tarım ve balıkçılık
Alaçamlılar hem tarım yapıyor,hem de balıkçılık. Çiftçiler ağırlıklı olarak tütün, buğday, fındık, arpa ve çavdar yetiştiriyor. Sebze ve meyvenin ise her çeşidi üretiliyor. Toprağı verimli, iklim de ekime dikime elverişli.
Balıkçılık da ekonomilerinde önemli yer tutuyor. Balık pek bol. Hamsi, istavrit, palamut, lüfer, kefal, barbunya, mezgit ve kalkan balıklarını avlıyor Alaçamlı balıkçılar.
Horon ve Rumeli oyunları
Alaçam ilçe merkezinde yaşayan halkın büyük bölümü mübadil olduğundan düğünlerde genellikle Zigoş, Debreli Hasan, Vardar Ovası, Topal Ağa adlı Rumeli oyunları ağırlık kazanıyor.
El sanatları
Ellerindeki en bol malzeme ağaç, saz ve yün olunca Alaçamlılar kilim dokumacılığı, hasır örücülüğü, ağaç işlerinde ustalaşmışlar.
Alaçam Mutfağı
Tavuk eti ile yapılan Herse, özellikle Çerkez köylerinde yapılan Aluş yemekleri; çiğ kıymadan içine baharat katılarak yapılan kapaklı pidesi, Palamut balığından yapılan palamut dolmasının tadına doyum olmuyor.
Bahar aylarında yapılan koyun peyniri de çok lezzetlidir.
AYVACIK
14.01.2015 09:43
1990 tarihinde Ayvacık Köyü ve Keskinoğlu Köyü’nün birleşmesi ile Ayvacık ilçesi kurulmuştur. Samsun’a 62 km uzaklıktaki Ayvacık Tokat, Amasya ve Ordu illeri ile Asarcık, Çarşamba ve Salıpazarı ilçelerine komşudur.Canik Dağları’nın kuzey eteklerinde, Suat Uğurlu Baraj Gölü’nün kıyısında yer alan Ayvacık’a ulaşım, Samsun'dan Çarşamba'ya kadar Samsun-Ordu devlet karayolu ve Çarşamba'dan sonra 28 km’lik il yolu ile sağlanmaktadır. Eski tapular incelendiğinde Ayvacık’tan gezi yeri olarak bahsedildiği görülüyor.
Merkezi
Suat Uğurlu Baraj Göleti’nin kenarındaki Ayvacık’ın yolu virajlı bir yoldur. Zaman zaman rampa tırmanışları, zaman zaman da inişlerle Ayvacık’a varıyorsunuz.
Ayvacık’ın karşı kıyısında da köyleri bulunmaktadır. İki yaka arasında ulaşım küçük bir feribotla sağlanıyor. Belediye binası hemen ilçe girişindedir. Farklı bir yerleşme planı var. Kaymakamlık binası girişte, göl kenarında yer almaktadır. Ortadaki yolda alışveriş için dükkanlar dizilidir.
Göletin etrafında üç-dört tane kahvehane var. Oturup manzaraya karşı bir çay, bir kahve içmek son derece keyifli olmaktadır.
İlçenin büyük bölümü ormanlık arazidir.
Barajın etrafı da fındık ocağı yer alıyor. İlçe halkı fındık ve ormancılıktan geçimini sağlıyor.
Barajdan yayın balığı, aynalı sazan, Japon levreği, kefal çıkıyor. Ayvacık’ın büyük bölümü orman alandır.
Ancak orman vasfını kaybetmiş, alanlar zaman içinde tarım arazisine dönüştürülmüştür.
İlçe halkının %90ı tarımla, kalanı da ticaretle ve balıkçılıkla geçiniyor. Mısır, buğday, arpa ve fındık üretiyor Ayvacıklılar.
1982 yılında hizmete giren Hasan Uğurlu Yeraltı Santrali ile Suat Uğurlu Hidroelektrik Santrali ülkemizin enerji ihtiyacını karşılayan önemli santrallerden.
Çam ormanları
Ayvacık’ın özellikle Hasan Uğurlu Baraj Gölü çevresindeki çam ormanlarıyla kaplı alan piknik ve mesiresi alanları ilkbahar ve yaz mevsiminde Samsun'lular tarafından büyük rağbet görüyor.
El Sanatları
Cecim
Ayvacık’ta el sanatları denilince, ilk akla, el tezgahlarında halis yünden dokunan “cecim” geliyor. Yere sermek için dokunan kilimlere cecim derlerken, kadın ve çocukların bellerine bağladıkları bağlar da cecim olarak adlandırılıyor.
Ayvacık Mutfağı
Ayvacıkın geleneksel yemekleri "keşkek" ve "Haluç". Keşkekin yapılışı oldukça zahmetli, bir o kadar da lezzetli bir yemektir. Önce buğday özü suda iyice pişiriliyor. Bu pişirme işlemi boyunca buğday devamlı olarak karıştırılıyor ve krema kıvamına geliyor. Pişirirken içine kemiksiz, tavuk etini de koyup, et liğme liğme oluncaya kadar karıştırmaya devam ediliyor. Keşkek, kıvamına geldikten sonra üzerine tereyağı ilave edilerek servis yapılıyor.
BAFRA
14.01.2015 09:42
Samsun’a 51 km mesafede olan Bafra, kuzeyden Karadeniz’e açılıyor, güneyinde Kavak yer alıyor. Kızılırmak deltasını kaplayan ve tamamen Kızılırmak tarafından oluşturulan Bafra ovası, güneyindeki Canik Dağları’nın uzantısı olan, 1225 m. yükseklikteki Nebyan Dağı ile çevrilidir.
Bafra'nın merkezine girerken;
Bafra’ya giren yol çok güzel düzenlenmiştir. Çiçekler ve aralıklarla dikilmiş çamlar insanın içini açıyor. Her rampadan aşağı inerken her iki tarafta da evler sıklaşıyor. Bafra’nın girişi insanda gelişmiş bir yere geldiğiniz hissini vermektedir. Bafra’da ekonominin lokomotif tarımdır. Başta tütün olmak üzere sebze ve meyvecilik çok gelişmiştir.
Derbent Barajı
Derbent Barajı’na gitmek için Çetinkaya Köprüsü’nden geçip, "Kolay" yoluna sapılıyor. Sapaktan itibaren Asar Kale’ye ulaşmak için yaklaşık 35 km’lik bir mesafe bulunmaktadır . Dağların tepesine kadar tarım yapılıyor. Bu da bir anlamda ormanlık arazinin yok oluşu demek. Yeni su kanalları yol boyunca sizi takip ediyor. Kızılırmak solunuzda, baraja yaklaştığınızı müjdeliyor. Aman dikkat!!! Yol boyunca karşıdan karşıya geçen kaplumbağalarla karşılaşabilirsiniz. Yol boyunca gelişimini sürdüren organik mısırlar eşlik ediyor size ve Derbent Barajı karşımızda. Baraj gölünün çevresi de tarım arazi olarak değerlendiriliyor. Baraj gölünün iki tarafında dik yarlara oyulmuş kaya mezarları insanda hayranlık uyandırıyor.
Bafra’da eğlenceler
Ramazan ayının 14'ünü 15'ine bağlayan gece ilçede "Sele-Sepet Şenlikleri" adında şenlikler yapılıyor. Sele-sepet gecesi büyüklerle küçüklerin bir arada eğlendiği bir şenliktir. Eğlence için bir gün önceden hazırlıklar yapılıyor. Herkes çocuğuna halk arasında "sele-sepet" denilen fenerler alıyor. Daha sonra gelecek küçük misafirler için şeker, bozuk paralar veya meyve bulunduruluyor. Sele-sepet gecesi şenliklerle başlıyor.
Tarım fuarı da ayrı bir şenlik
Her yıl Temmuz ayında tarım fuarı ve geleneksel kavun-karpuz yarışmaları düzenliyorlar.
7 Mayıs Geleneği
Bafralılar, 7 Mayıs sabahı kırlara ve mesirelere giderek gün boyu eğleniyor. O günün sabahı dilekte bulunarak göle ye da akarsuya bir taş atarlarsa, dileklerinin olacağına inanıyorlar.
Bafra Tatları
Bafra, pidesi, köftesi, nokulu ve kaymaklı lokumu ile ünlüdür. Nokul, hamurun içine ceviz ve kuru üzüm konularak yapılır. Bir de balkaymak dondurması meşhur. Günümüzde ne yazık ki unutulmaya yüz tutmuş olan Erik Yemeği nefis bir yemektir. Kurutulmuş asıl karaca erik, kuşbaşı et tereyağı ile yapılan Erik Yemeği aynı zamanda midevi ve çok hafiftir.
ÇARŞAMBA
14.01.2015 09:40
Samsun-Ordu karayolu üzerinde, Çarşamba Ovası’nda kurulmuş, Yeşilırmak'ın iki yanına yayılmış. Samsun’a 36 km uzaklıkta. Ulaşım sadece karayoluyla sağlanıyor. Tarihi demiryolu hattı ne yazık ki söküldü. Terme, Tekkeköy, Karadeniz kıyıları, Ayvacık ve Salıpazarı ilçeleri ile komşu. Çarşamba, hem yüzölçümü hem de nüfus yoğunluğu bakımından Samsun’un ikinci büyük ilçesi. Bafra ilçesi gibi, Çarşamba da Yeşilırmak'ın biriktirdiği bir birikinti ovasıdır. Yeşilırmak, ovayı ikiye bölüyor. Canik Dağları’nın uzantısı olan dağlar, ilçenin güneyinde kalıyor. Canik ormanlarla kaplıdır. Ama ovada, tek ormanlık alan Çaltı Burnu üzerindedir.
Türkiye'nin büyük akasularından, 416 km uzunluğundaki Yeşilırmak ovaya ve Çarşamba’ya can veriyor. Sivas'taki Köse Dağları’ndan (2801 m) doğup, Canik Dağları’nı aşarak Çarşamba Ovası’nı sulayıp, Civa Burnu’ndan Karadeniz'e dökülüyor. Yeşilırmak'ın denize yakın kısımlarında delta gölleri oluşmuş. Sahilde yer alan bu göller; Dumanlı Gölü, Akarak Gölü, Akmaz Gölü ve Kocagöl. Diğer göller ise ırmak yatağının değişmesi sonucu oluşmuştur.
Bunlar; Sazlık Gölü, Çilme Gölü, Körırmak Gölü’dür.
Göllerin çevresi sazlık ve bataklıkla çevrilidir.
İlçe merkezi
Yeşilırmak Çarşamba’yı ikiye bölmüş. Kent yaşamı da bu nedenle hep iki yaka olmuş. Bir tarafta yaşayanlar, öteki tarafa "karşı yaka" demişler. "Karşı yaka"ya geçmek deyim olmuş. Geçit veren tek köprü varmış balangıçta. 20. yy. başlarında ahşap olarak yapılan, ardından Yeşilırmak sularına daha dayanıklı olması için taşa dönüştürülen tarihi köprü. Öyle taşkınlar yaşanmış ki, bu köprü bile zorlanmış, zaman zaman takviye gerekmiş. Simdi Yeşilırmak üzerinde iki köprü var. İkincisi, şehir dışından geçen Samsun Ordu karayolunun üzerinde. Üçüncüsü da yapım aşamasında. Tarihi köprünün de güneyinde, kentin eski ve yeni mahallerini bir birine bağlamaya hazırlanıyor. Bu köprüyle, Samsun-Ordu Karayolu’yla sıkışan kentin, güneye doğru büyüyeceği hesaplanıyor. Kent merkezi kentin doğu yakasındadır. Belediye ve kaymakamlık binaları, devlet kurumları bu yakadadır. Batı bölüm ise önce tren istasyonu çevresinde gelişmeye başlıyor. Çarşamba’nın ilk orta okulu ve lisesi de bu yakada inşa ediliyor.
Yeşilırmakın suladığı ova, tarıma son derece elverişlidir.
İlçede tarım, Türkiyeye üretim yapacak kadar gelişmiş durumda. Yetiştirilen ürünler; buğday, arpa, çeltik, fasulye, soya fasulyesi, nohut, şeker pancarı, ayçiçeği, şeftali, fındık ve elma başta olmak üzere çok çeşitli. Samsun, Türkiye'deki mısır üretiminin %40’ını sağlarken, mısırın çoğu Çarşamba’da üretiliyor. İlçede 450 dekarlık alana tütün dikiliyor ve yılda ortalama 42 ton tütün yetiştiriliyor. Ekime ve dikime elverişli alanların geniş olması, çiftçilerin verimli alanlarda sebzecilik yapmalarına da olanak sağlamıştır. Çarşamba, sanayi alanında da gelişmiş bir ilçedir. Özellikle yörede üretilen fındığı işleyerek, Almanya, ABD, Suudi Arabistan, Hollanda, Belçika, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri, İtalya gibi ülkelere ihraç eden üç fındık kırma fabrikası vardır. Ayrıca deniz ürünlerini işleyerek Fransa'ya ihraç eden iki küçük fabrika da mevcuttur.
Çarşamba mutfağının ecesi “mısır” ve pidedir.
Mısır pastası, mısır çorbası, keşkek, karalahana çorbası ve sarması, kaz tiridi, yörenin en ünlü yemekleridir. Buğday unundan yapılan "Çarşamba pidesi" de son derece lezzetli, mutlaka denemelisiniz. Büyük şehirlerde Samsun ve Bafra pidesi olarak tanınan kapalı pidenin hası Çarşamba’da yapılır aslında. Eskiden has pideciler vardı, şimdi de pidecilerin yanısıra her çeşit yemek servisi veren dükkanlarda da bir pide fırını bulunuyor. İnce açılan pide hamuru kıymalı, peynirli, çökelekli iç malzeme yerleştirildikten sonra kapatılıyor ve fırına sürülüyor. Odun fırınında pişirilen pide, üzerine tereyağı sürülerek servis yapılıyor. Açık pide çeşitleri de mevcuttur. Pastırmalısı, yağlı yumurtalısı en çok rağbet edilenlerin başında geliyor.
HAVZA
14.01.2015 09:38
Ankara - Samsun Karayolu yolu üzerindeki Havza, Orta ve Karadeniz bölgesinin sahil illerini İç Anadolu, Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerine bağlayan önemli bir karayolu ve demiryolu üzerinde bulunuyor. Samsun’a 84 km Amasya’ya 53 km uzaklıktadır. Komşu ilçeleri Merzifon’a 24,Suluova’ya 15, Vezirköprü’ye 30,Ladik’e 32, Kavak’a 33 km uzaklıktadır. Ulaşım karayolu ve demiryolu ile sağlanıyor.
İlçe, kısmen ova kısmen de dağlık, engebeli bir arazi üzerindedir. Merkezi ise üç tarafı dağlarla çevrili bir vadi üzerine kurulmuştur.
Havza, bulunduğu coğrafya nedeniyle karasal iklimden ılıman deniz iklimine geçiş bölgesinde yer alıyor.
Bu nedenle Karadeniz bölgesinin sahil kesimine göre daha az yağış alıyor. Kış aylarında sis, kar yağışı ve buzlanma görülüyor.
İlçe Merkezi
Havza’nın merkezine yaklaşırken yolculuğunuz tarlalar ve yeşillikler arasında devam ediyor. Havza’nın girişinde genellikle iki katlı, altı dükkan yapılar dizilidir.
Havza’nın meydanında Atatürk anıtı, arkasında da Büyük Termal Oteli yer alıyor. Burası bir yokuş üzerinde konuşlanmış termallerin bulunduğu, kendine has yapısı olan, renkli ve hareketli bir yerdir. Marketlerin dışındaki standlarda model model yüzme simitleri ve mayolar sallanıyor, hazırlıksız gelen ziyaretçiler içindir.Tarihi hamamlar ne yazık ki yapılan tadilat ve tamiratlarla özgünlüklerini kaybetmiştir.
Havza’nın gelişiminde kaplıcaların rolü;
Osmanlı yönetimine geçtiğinde Havza, Tersakan ırmağının batı tarafında küçük bir yerleşim merkezidir. Kasabanın batısında, yüksek bir yerde bulunan kaplıcanın cilt hastalıklarını ve bazı iç hastalıklarına şifa verdiğine inanıldığından değişik yerlerden pek çok kişinin akınına uğrarmış.
Halkın buraya akın akın geldiğini gören Türkler, bu kaplıcanın olduğu yere, bir hamam, imaret ve misafirhane gibi, ziyaretçilerin ihtiyaçları olan binaları inşa etmekte gecikmemişlerdir.
Önce de Sultan Mesud Hamamı, daha sonra da Şadi Paşa Hamamı yapılmıştır. Şadi Paşa Hamamı’nın mimari üslubuna bakılırsa, Selçuklu eseri olduğu anlaşılıyor.
Ekonomide çeşitlilik ;
Havza ekonomisinde termal turizmi önemli bir yere sahiptir. Çok sayıda otel, motel ve pansiyon şifalı sulardan faydalanmak için Havza’ya gelenleri ağırlıyor dört mevsim boyunca. Havzalılar tarım ve hayvancılık da yapıyor büyük ölçüde. Orman köylerinde ise halk geçimini orman ürünlerinden sağlıyor. Eski ve Yeni Çeltek denilen mevkide ise linyit kömürü ocakları işletiliyor.
Milli Mücadele Yıllarında Havza
Anadolu’nun bütün diğer yörelerinde olduğu gibi Havza’da da, 93 Harbi olarak tarihimizde anılan Osmanlı-Rus Harbi, Balkan savaşları, "Düvel-i Muazzama" yani o dönemin süper devletlerine karşı verilen ve Birinci Dünya Savaşı dolayısıyla gerçekleşen Çanakkale Savaşları’nın sebep olduğu maddi manevi yıkımları konu alan ve "Yurdumuz Havza" adında bir kitap yazan Zübeyirzade Mehmet Fuat Efendi Mustafa Kemal’in Havza günlerini şöyle anlatıyor:
"Mustafa Kemal Paşa, 13 Haziran 1919 günü Havza’dan ayrılarak Amasya’ya geçmiştir.
İlçede kaldığı 18 gün boyunca şimdi restore edilerek müze olarak kullanılan Mesudiye Oteli’nde ikamet etmiştir. Rahatsız olarak geldiği ilçede hem Milli Mücadele’nin temellerini atmış, hem de şifalı kaplıcalarında sağlığına kavuşarak ayrılmıştır."
Her derde deva şifalı sular
Kaplıca suyunun kaynaktan çıkış sıcaklığı 55 derecedir.Yılda yaklaşık 100.000 kişinin faydalanabildiği bu kaplıcaların suyu arsenik, silis, çelik, bikarbonat, sodyum, sülfat ve kısmen kalsiyum ihtiva ediyor.Şifa bulmak amacıyla buraya gelen hastalar en çok cilt hastalıkları, sinir hastalıkları, kadın hastalıkları, romatizma, kireçlenme, kas ağrıları, kaza ve ameliyat sonrası oluşan kas ve sinir hastalıkları, eklem sertlikleri, çeşitli felçler, kansızlık, mide, bağırsak ve karaciğer rahatsızlıkları, böbrek ve idrar yolu hastalıkları ile iktidarsızlık sorunları için bu kaplıcalara geliyorlar.
Havza kaplıcalarının mucizevi öyküsü;
Havza’nın içinden geçen Samsun-Ankara karayoluna yaklaşık 1 km uzaklıktaki İmaret Mahallesi’ndeki 5 kaplıcanın hikayesi oldukça ilginç:
Söylenceye göre, günümüzden 2000 yıl öncesinde gerçekleşen bir depremde, bugünkü kaplıcanın olduğu yerde bir kilise varmış. Depremde bu kilise yıkılırken, altından sıcak su çıkmış. İşte bu depremden beri, 2 bin yıldır şifa dağıttığına inanılan bu sıcak sular yörenin tarihi sağlık tesisleri olarak hizmet vermeye günümüzde de devam ediyorlar. Bunlardan 3’ü eski tarihlerde yapılmıştır. Aslanağzı-Kız Gözü, Maarif ve şifa hamamlarıdır. Diğer ikisi de 1986 yılından sonra yapılmış olan Modern Türk Hamamı ile Lokman Hekim kaplıcalarıdır.
Atatürk'ü Anma ve Kutlama Festivali ;
Atatürk’ün 25 Mayıs 1919'da Havza'ya gelerek 18 gün boyunca konuk olmasının anısını yaşatmak amacıyla Cumhuriyet’in ilk yıllarından 1989 yılına kadar "Mahalli Bayram" olarak kutlanan 25 Mayıs etkinlikleri bu tarihten itibaren, "Atatürk'ü Anma ve Kutlama Festivali"ne dönüşmüştür.
Her yıl değişik konser, tiyatro, halk oyunları gösterisi ile sergiler, konferans ve panellerin yanı sıra birbirinden ilginç yarışmalar düzenleniyor. 13-20 yaş grubu gençler bisiklet yarışması, liseler arası bilgi yarışması, amatör bilgi yarışması, amatör ses yarışması bu yarışmalardan belli başlı olanlarıdır. Her yıl görkemli gösteri ve törenlerle kutlanan festivalin diğer bir özelliği de festival etkinlikleri içersinde her yıl düzenlenen ve "Karadeniz Kırkpınarı" olarak tanınan Havza 25 Mayıs Büyük Yağlı Pehlivan Güreşleridir.
Her şeyden önce Anadolu'nun en güzel güreş alanlarından birine sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz Havzanın, bölgede düzenlenen güreş organizasyonları arasında ilk sırada gösterilen 25 Mayıs Büyük Yağlı Pehlivan Güreşleri ile gerek müsabakalara katılım gerekse izleyici oranı ve mükemmel organizasyonu bakımın dan "Karadeniz Kırkpınarı" unvanını fazlasıyla hak ediyor.
Havza Mutfağı
Samsun'un hemen hemen tüm ilçelerinde olduğu gibi keşkek ve tirit Havza'nın da en meşhur yemeği. Havza'da hamur işleri de yaygın olarak yapılıyor.